-
1 испытывать
denemek,denemek,duymak,hissetmek,test* * *несов.; сов. - испыта́ть1) denemek; sınamakиспы́тывать мото́р — motoru denemek
испыта́й своё сча́стье — bahtını dene
2) görmek; (görüp) geçirmek; tatmak; çekmek; maruz kalmakиспы́тывать чье-л. терпе́ние — birinin sabrını sınamak
испы́тывать чу́вство за́висти к кому-л. — birine karşı bir kıskançlık duygusu hissetmek
испы́тывать страх перед чем-л. — bir şeyden korku duymak
он мно́гое испыта́л на своём веку́ — ömründe görüp geçirdikleri pek çok
испыта́ть ра́дость побе́ды — zafer sevincini tatmak
он испыта́л мно́го го́ря — çok dert ve acı çekmişti / görmüştü
испы́тывать на себе́ влия́ние чего-л. — bir şeyin etkisine maruz kalmak
испы́тывать нужду́ и го́лод — açlık ve sefalet çekmek
испы́тывать недоста́ток в чём-л. — bir şey sıkıntısı çekmek
См. также в других словарях:
merak sarmak (veya duymak veya salmak) — (bir şeye) bir şeyi edinme, yapma veya onunla uğraşma isteğine kapılmak, bir şeye eğilim duymak Miralay beyimiz, emekli olduktan sonra komisyonculuğa kalkan veya cins tavuk yetiştirmeye merak salan soydan değildir. H. Taner Bu adama, her gördüğüm … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefret duymak — birinden tiksinmek, hoşlanmamak Gönlümde o zamana kadar duyduğum nefret yerine büyük bir korku titriyordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
korkunmak — korku duymak ve korkusunu saklamak II, 250 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
korkmak — nsz, ar 1) Korku duymak, ürkmek, dehşete kapılmak Karanlık yerde insan korkmaz mıydı? S. F. Abasıyanık 2) Kaygı duymak, endişe etmek Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. M. A. Ersoy 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ürkmek — nsz, er 1) Bir şeyden korkup sıçramak, tevahhuş etmek Gölgesinden ürkmüş bir Arap atı gibi şahlandı. Ö. Seyfettin 2) Şaşkınlık ve korku duymak Birisi merdivenlerden biraz hızlı inip çıktığı zaman biz de ürküyorduk. R. N. Güntekin 3) Ağaç meyve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâbus basmak (veya çökmek) — 1) kötü rüya görmek 2) büyük sıkıntı, korku duymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâbus görmek — 1) korkulu rüya görmek 2) büyük sıkıntı, korku duymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreği titremek — duygulanmak, endişe, korku duymak İçinden yüreği titreyerek tepeden indi, ağır adımlarla saraya girdi. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
heyecan — is., Ar. heyecān 1) Sevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi vb. sebeplerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu durumu 2) fel. Coşku Halk heyecan içinde. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller heyecan duymak heyecan vermek heyecana düşürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıvranmak — nsz 1) Ağrı, sancı gibi bedensel veya korku, heyecan gibi ruhsal nedenlerle vücut eğilip bükülmek Hasta, yorganın altında biraz kıvranarak devam etti. P. Safa 2) mec. Acı çekmek, üzülmek Yıllardan beri düşmanların eline düşmüş olan bu kıymetli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tüyleri ürpermek — kötü bir olay, soğuk, gıcıklanma vb. sebeplerle korku veya tiksinti duymak Görünce tüyleri ürperir, şeytan görmüş gibi kızar. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük